Salı, Ağustos 28

Gün Batımına Hüzün Yakışır !

Didim'de gün batımı !Gündoğumunu görmek için özellikle zaman ayırmak gerekir ama günbatımı öyle mi ya. Belki bir deniz kenarında, belki arabanın için de trafikte tesadüf ederiz günbatımına. Güzel olmasına güzeldir seyri ama hüzün yakışır ona. Bilmem bence öyle ! Çok keyifli bir sohbetin içindeydim bu gün batımında ama resmi görünce bunları yazmak geldi içimden. Masamızda sıcacık çiğ börek, puf börek ve patlıcanlı gözleme vardı. Üzerine mi ? Enfes bir kazandibi üstelik sakızlı dondurma ile. Işık yetersiz olduğundan fotoğraflarını çekemedim. Her defasında daha kaliteli bir fotoğraf makinası almak için nedenlerim çoğalıyor .

Didim'de 1,5 gün kaldım ama sadece gün batımını seyretmedim tabii ki. Yakamoz da vardı şansıma... Makinam yoktu yanımda, çekemedim. Bir dahaki sefere . Bir de incirli pastamız var. Didim yakınlarında Topçular diye bir mevkii var. İzmir'deki Topçu'yu bilenler bilir. İşte o Topçu'dan burada birçok var. Çöp şiş yapıyorlar evet lezzetli ama bana kalırsa ızgara edilmiş soğan ve domates çok daha lezzetli . Ayran sürahi ile geliyor. Üzerine de çay. Şimdi incirli pasta dedikten sonra bunları niye anlatıyorum diye içinizden geçirdi iseniz hemen aktarayım. Siz 39 derece sıcakta çöp şişlerinizi yerken etrafınızda ilkokul (pardon artık ilköğretim deniyor) çağında çocuklar sepetlerde incir satıyor. Geçen gün semt pazarımızda kilosuna 8 ytl veren ben bir sepet inciri 5 ytl ye aldığımızda biraz buruldum itiraf edeyim . Yine semt pazarındaki incir satan abiye kızmıyorum. Çünkü gerçekten çok güzellerdi. İşte efendim aldığımız bu incirlerle beş çayımızın yanına bir pasta yaptık sevgili zuzu ile. Yiyenler tarafından tadı pek bir beğenildi. Son derece hafif ve leziz bulundu.
Yazlık yerindeki kısıtlı imkanlarla arz-ı endam eden pastamız. Krema yerine Vanilyalı Cream Ole kullanıldı.
Sevgilerimle,


Tatlı mı Yesek Tuzlu Mu Yesek

Şimdi iki farklı zamanda kullanılan iki farklı minik tart dan bahsetmek istiyorum. Tarif yok, sadece kullanım için fikir var.

Birinci tartımız tatlı hazırlanmış bir hamur idi. Nutella'yı Krema torbasına yerleştirip sıktım sadece.


Bu ise tuzlu tartımız. Közlenmiş patlıcan ile süzme yoğurdu karıştırıp kaşık yardımı ile içine yerleştiriyor, mısır ve maydanoz ile süslüyoruz.

Sevgilerimle,

Adını Bilmediğim Bir Salata

Biz ona Esen Abla Salatası diyelim. Esen Abla ile Hüseyin Abi ve onların şirine kızları Şeyda (ki aslında bizim kızımız demem daha doğru) yı ziyaret ettik birbuçuk ay kadar evvel. Daha evvel evlerimiz karşılıklı idi . Üç yıl kadar son derece güzel bir komşuluk yaşadık. Şeyda'nın doğumu, Ata'nın doğumu derken yıllar geçiverdi. Kapılar açıldığında Şeyda bize Ata onlara koşardı. Neyse fazla uzatmayayım. Esen Abla aslen Irak'lıdır. Bize o gün kendilerine ait geleneksel bir meze yapmıştı. Çok güzel bir sofra hazırlamıştı o ayrı. Ben farklı olan bu lezzeti yapmaya karar verdim. Benim yaptığım aslına çok sadık değildi. Fakat size aslına sadık kalmanızı önereceğim. Zira ben birtakım kaygılarla farklı yaptım. Yine de güzeldi ama aslı enfes ... (Yukarıdaki resimde olan aslı)

Gelelim tarife;
750 gr civarında İç Bakla
3 adet yufka
1/2 demet dereotu
500 gr yoğurt
250 Gr Badem
Zetinyağı, Tuz, Sarmısak

Yıfkalarımızı patates cipsi şeklinde parçalayarak fırın tepsimize yerleştiriyoruz. Üzerine bir miktar zeytinyağı gezdiriyoruz. Zaman zaman ters yüz ederek kızarmalarını sağlıyoruz.

Baklalarımızı haşlıyor ve bir kenarda soğumaya bırakıyoruz.
Dereotumuzu ayıklıyor ve bir kenara ayırıyoruz.
Sarmısaklı yoğurdumuzu hazırlıyoruz.
Bademlerimizi tavada hafif çeviriyoruz.
Yufkalarımız kızardıktan sonra iç baklamızı yufkalarımızın üzerine güzelce yayıyoruz. Sarmısaklı yoğurdumuzu hemen üzerlerine yerleştiriyoruz. Dereotu ve badem ile güzelce süslüyoruz.

Enfes, afiyet olsun

Not: Ben yufkalarımı zeytinyağı ilavesiz fırınladım. Bademim olmadığı için kullanmadım. Bakla ve yoğurt tabakasının yerini değiştirdim. Siz aslına sadık kalın !



Salı, Ağustos 21

Azra Doğa Muratoğlu

Bebeğimiz 9 ay 10 gün sonra sağlığı , sıhhati yerinde dünyamıza hoş geldi. Bugün 6 günlük ve nihayet ismi var. Azra Doğa.
Hastahaneye kadar gelen, gelemeyip çiçek gönderen, arayan, mesaj ve hediyeler gönderen, arayamayan ama yürekten bizimle birlikte olduğunu bildiğimiz herkese sevgilerimizi gönderiyor ve çok teşekkür ediyoruz.


Kızımızın adlarının anlamını aşağıya yazdım. Olur a merak eden olur diye.

Azra : (arapça) (kız ismi)Üstünde hiç yürünmemiş kum; denizden yeni çıkarılmış, işlenmemiş inci tanesi, Hz.Meryem'in adı, bakire, Medine şehrinin eski adı, Hz. Fatıma'nın lakabı.

Doğa : (türkçe) (unisex) Kendiliğinden var olan, canlı, ve cansız nesnelerden oluşan, kendini sürekli olarak değiştiren varlığın tümü, tabiat (Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü)
Cumartesi günü hastahaneden evimize geldik ve o gün için pek çok şey yapmayı planlamış olmama rağmen ancak çabuk tarafından pizza ve sade olarak yapıp portakal suyu ile ıslatarak hindistan cevizi ile süslediğim keki yapabildim.
Bebişimize hepimizi adına uzun , sağlıklı, mutlu ve huzurlu, başarılarla dolu, eskilerin deyimi ile vatana millete hayırlı dedirtecek bir ömür diliyorum. Bahtın açık olsun güzel prensesimiz.

Pazartesi, Ağustos 13

Minik Prenses Bu hafta Geliyor ...

Aylar süren bekleyişimiz nihayet bu Perşembe günü (16 Ağustos 2007) sabah saatlerinde nihayet bulacak ve bebişimizi kucaklayacağız. Annem ve babam 2. torun sahibi, Serpil ve ben ikinci kez teyze, Ahmet'cim eş tarafından 2.kez enişte, Nilgün ve Cemal ikinci kez anne ve baba, ATA'cığımız ise abi olacak. Hazırlıklarımızı tamamladık sayılır. Oda süslerimiz, bebek şekerlerimiz, hastahane valizimiz, anı defterimiz, kıyafetlerimiz hazır. Sadece bunların içinde eksik, minik prensesimiz. Ve artık dualarımız sağ salim kucağımıza almak onu.
Sizi şimdi son hazırlıklara ait resimlerle başbaşa bırakacağım. Bir sonraki adımda ise bebek şekeri yapımına nasıl başladığımı ve aynı zamanda yüzük yastıkları ile ilgili maceralarımı aktaracağım.


Sevgilerimle,

Çarşamba, Ağustos 8

Osmaneli Karpuzunu Tanıyalım !

Karpuz sevenler dikkat ! Manavınızdan Osmaneli karpuzu isteyin. Osmaneli Bilecik İli ne bağlı bir ilçemiz. Tesadüfen Afyona giderken yollardaki karpuz maketlerini ve karpuz tezgahlarını görüp durdum Osmaneli'nde. Karpuz festivali de yapılmış geçtiğimiz günlerde. Söylemesi ayıp iki karpuz aldım. Şimdi başımı taşlara vuruyorum. Neden daha fazla almadım diye. Renk derseniz kırmıznın en güzeli. Tadı mı ? Kurabiye, helva, bal, tatlı ne biliyorsanız o. İşte size Osmanelinden ve muhteşem karpuzundan kareler ...

Unutmadan tezgahından karpuz aldığım amca dünya şekeri idi. Hele tam arabaya bineceğim esnada, bunlar da nedir soruma bir kucak kekiği elime tutuşturup hediye eden bu bacım ayrıca çok tatlıydı.


Sevgilerimle,

Pazartesi, Ağustos 6

Benim Güzel Kardeşim ...


İnsan bazen gerçeğin ta kendisi ile karşı karşıya da olsa bir anlam veremiyor çevresinde olup bitenlere. Ben de kardeşe espri olsun diye yaptırdığım bu pastaya şimdi fotoğraflara bakınca şaşırıp kaldım. Benim o afacan mı afacan, erkek mi erkek, dobra mı dobra, sarı mı sarı, güzel mi güzel kardeşim büyümüş, anne olmuş. Biri elinde, biri de karnında... İnsanın aklı almıyor ... Çok yaşa güzel kardeşim, allah seni çocuklarına bağışlasın. Nilgün'ün pastasından kareler ...

Çarşamba, Ağustos 1

Siyah ! Beyaz ! En Büyük ?


Çoook hastayım. Şöyle frene sonuna dek basıp bir nebze durmak istiyorum ama nasıl ? Ben durmak istesem de hayat dolu dizgin devam ediyor. İki ayrı pasta yaptım son dört günde. Biri meyvalı diğeri çikolatalı. Meyvalı olan bildiğimiz pandispanya ile hazırlandı. Meyva olarak Lingonberry reçeli kullanıldı. Hafif ve güzel bir pasta olmuştu. Diğer çikolatalı pastamız biraz özel. Hamuru krep hamuru idi. 15 adet krep hazırlandı araya bütün cevizler döşendi. Ben çok hoşnut kalmadım. Çikolata sevenler için oldukça ideal diyebilirim ama bana biraz ağır geldi. Süngerimsi krep hamuru çok hafif olduğundan çok baskın bir çikolata tadı vardı.

Ata'cım yediğinde ise "muz koymamışsın ama NONO dedi" belki de ceviz yerine muz koysam daha iyi olurdu. Çocuk haklı.
Sevgilerimle,