Çarşamba, Ağustos 27

Prensesimiz 1 yaşında !


Gözlerimin önünde iki küçük beden zamanın hızla akıp geçtiğine şahitlik ederek büyüyorlar. Biraz evvel geçen yılki doğum resimlerine baktım Azra Doğa kuzusunun o kadar ufak ki bir de şimdiki haline bakın. Geçen hafta İzmir'de bir arkadaşımın annesi bu yazının en can alıcı cümlesini söyledi. Dedi ki: Biz tahtlarını yapıyoruz da önemli olan bahtları. Yüce Allah'ım bahtlarını açık etsin. Evet bizim güzel prensesimizin ve tüm prenseslerin bahtı açık olsun.

Menümüzde neler vardı o gün, aklımda kaldığı kadarıyla yazayım size de örnek olur.

Kahvaltılıklar (Klasik peynirler, reçelller, zeytinler, helvalar,şarküteri vs)
Annemin klasiği biber buğulaması
Kısır
Patates Salatası
Kıymalı Börek
Peynirli Börek
Zeytin Ezmeli Açma
Ispanaklı Tart
Marmelatlı Kurabiye
Böğürtlenli Cheesecake




menümüze dahil olan herşey hakikaten çok güzel görünüyordu yiyenlerden de tam not aldı doğrusu.

Kıymalı böreğin içini biraz farklı hazırladım onu ilerleyen günlerde tarif edeceğim.


Pastamız elbette ki Sevgili Oya (www.balpasta.com) tarafından hazırlandı, görüntüsü kadar lezzetinin de yiyen herkesi mest ettiği perili köşk !

Sevgiler,

Yıl 2008 ! Aradan 20 yıl geçmiş !



20 yıl aradan sonra lise arkadaşlarımla buluştum geçenlerde. Evet yanlış duymadınız 20 yıl aradan sonra. Elbette içlerinde görüştüğüm bir iki tanesi vardı hatta bir tanesi kuzenimin eşi şu anda. Buna karşılık 20 yıldır görmediğim de. Hiç değişmemişiz. Çok mutlu oldum onlarla tekrar kaldığımız yerden devam ettiğime. Artık mesajlaşıyoruz. Yukarıdaki iki afacan o günün en güzel karesini verdiler bize anneleri gibi umarım onlarda hep böyle omuz omuza kalır.

Sohbetimize lezzet katan Sevgili Meşale'nin hazırladıklarından bir kare.

Elveda Sultanım ...


Bir cana daha ''elveda'' dedim bu hafta. İçim acıyor yine ... Bir evladın annesine yazdılarıydı size daha önce aktardığım bu şiir. O evlat şimdi sardunyalar ekiyor anasının toprağına mırıldandığı dualarla. En yakın arkadaşını, dert ortağını kaybetti ahretliğim.

Çarşamba, Ağustos 6

Ve son... Çikolatalı Pasta...



Geçen yıl bizim sarı şekerimiz Nilgün'cüğümün doğum gününde hamile halini canlandıran bir pastamız vardı hatırlayacaksınız. Bu yıl pastasını ben yapmaya niyetlendim. Aklımda hep sade ve çikolatalı pandispanya katlarından oluşan yüksek ve taze çiçeklerle süslenmiş bir pasta vardı. Lakin geçen haftaki yoğun seyahatlerim neticesinde dileklerimin tamamını gerçekleştirmeye fırsat bulamasam da tat ve iç görüntüsü olarak çok içime sinen bir pasta oldu. Sade pandispanyayı sadece sütle çikolatalı pandispanyayı ise süt ve portakal suyuyla ıslattım. İki farklı iç kreması kullandım. Biri çikolatalı diğeri fındıklı. Üst kaplaması ise krema ile eritilmiş bitter çikolata. Elbette tahmin edebileceğiniz gibi yardımcım ATA yine işbaşında idi ve çikolatamız tamamen eriyemeden ve ben pastanın çeperini düzgünleştiremeden üst sosumuzu döktük. Resimde de göreceğiniz üzere bu çok düzgün bir form alamamamızı sağladı. Ayrıca süsleme esnasında yine yardımcımın maharetli elleri yanımda idi. Yine de çok sevimli ve lezzetli bir pasta oldu. Taze çiçeklerim dolapta en kısa zamanda yardımcımın yardımı olmadan bu pastayı tekrar deneyeceğim. Sevgiyle ...

Bir tiramisu da benden ...


O kadar uzun zamandır güncelleyemedim ki hızımı alamıyorum. Ne zaman yaptığımı dahi unuttum bu tiramisuyu fakat son derece lezzetli olduğunu hatta Cemal'i şimdi söyle bakalım benim Tiramisium mu yoksa kuzeninin yaptığımı diye sıkıştırdığımı hatırlıyorum. Sibel'cim hala senin yaptığını beğeniyor itiraf edeyim. Herkesin kendine özgü bir tarifi vardır muhakkak bu nedenle sadece görüntülerini vereceğim.

Folyo'da Somon ...


Hepiniz artık biliyorsunuz ofiste kendi yemeğimizi pişiriyoruz. Geçtiğimiz günlerde yaz formatına uygun bir menümüz vardı. Folyo'da Somon ve Kepekli Makarna. Somon için benim tercihim eğer diyet tarzında ise bu. Fakat değil isem hardal soslu yine fırında ama folyosuz üzeri kızarmış halidir.
Kısaca tarfini vereyim.
Somonun deri ksıımlarını ayıkladıktan sonra, bir folyoya yerleştiriyoruz. Taze kekikleri bir tutam olarak koyuyor, bir dilim limon ile süslüyoruz. Ben tuz kullanmıyorum ama kullanacaksanız da organik deniz tuzu kullanmanızı şiddetle tavsiye ederim. Kişniş tohumu ve tane karışık biber de ilave ediyor folyoyu sıkıca kapatarak fırına veriyoruz. Malum bir işyeri yemeği olduğu için ben unuttuğumdan benim somonlarım fazla pişti. 150 C da 25 dk yeterli olacaktır.
Sevgiyle ...

Şeytanın Bacağını Kırdım ...



Anadolu Kavağında salaş mı salaş bir balıkçının manzarası bu. Arılar ve kediler izin verirse afiyetle balığınızı da yiyebilirsiniz. Elbetteki minicik bir aile işletmesi, ikramları mis gibi bir kek ve çay olabileceği gibi kendi bahçelerinin erikleri ile hazırlanmış erik suyu da olabilir. Manzara eşsiz... Ve yorumsuz ...